Gönül ustası Mevlana, insanı ilahi huzura ulaştıran tekbir, kıyam, rüku, secde, selam ve dua gibi namaz rükünlerine oldukça düşündürücü manalar kazandılır;
Namaza tekbirle girmek,"ilahi,biz Senin huzurunda kurban olduk !" demektir. Tekbir getirerek kurban kesildi ğibi, tekbirle namaza başlamak da, "Allah'ım canımız Sana feda olsun!" anlamındadır.
Namazda kıyama durmak, Allah'ın huzurunda kıyametteki muhasebeyi hatırlatır. Kul, biraz sonraki hakkıyla yerine getiremediği kulluğundan ve işledği günahlardan dolayı, utancından ayakta durmaya dermanı kalmaz, rükuya eğlir.
Başı rükuda iken"Hakk'ın suallerine cevap ver" diye İlahi ferman gelir. Kul, rükudan başını mahcup olarak kaldırır. Ayakta duramaz, yüzüstü secdeye kapanır.
Tekrar ona,"Secdeden başını kaldır! Yapmış olduklarından haber ver" diye ferman gelir. O, yine mahcup bir halde başını kaldırsa da, tekrar yüz üstü kapanır.
O ağır yükün tesirinden dizleri üstüne çöker. Sağaselam verir; Peygamberler ve melekler tarafına bakar, onlardan şefaat talep eder. Onlar şöyle derler: "Çare ve yardım günü geçti. Çare ancak dünyada olabilir... Orada salih amellerde bulunmadınız, o günler gitti.". Sola selam verir; akraba ve yakınlarının tarafına bakar. Onalardan da bir fayda göremez. Herkesten ümidini kesince, dua için iki elini kaldırır."Ya Rabbim, herkesten ümidimi kestim. Kuluna yardım edecek' ancak Sensin. Senin rahmet ve mağfiyetine sınır yoktur"der.
(Mevlana, Mesnevi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder